Küçük yaralanmalar

Önce sakin olun! Bilmelisiniz ki siz ne kadar dikkat ederseniz edin bütün çocuklar düşe kalka büyür ve mutlaka ufak tefek yaralarla tanışır. Önemli olan; ilk müdahaleyi nasıl yapacağınızı ve hangi durumlarda doktora başvuracağını bilmeniz… İşte bilmeniz gerekenler…
Çocukları İlahi bir güç korur gibidir. Merakla olabilecek kötü sonuçları hiç hesaba katmadan yaptıkları tehlikeli hareketler sonucunda zaman zaman yaralanmalar kaçınılmaz olmaktadır. İlk adımlarını atarken tekrar tekrar yere düşerler. Düşerken de çevrelerinde bulunan masa koltuk sandalye gibi birçok nesneye teğet geçerler. Çocuklar düşe kalka büyür deneye yanıla öğrenir. Ama bütün bu keşfetme öğrenme çabaları bazen yara-bere ile sonuçlanır. Bir kağıt parçasını kesmeye çalışırken minik parmağını yaralaması parkta düştüğünde dizlerde oluşan sıyrıklar bedenlerinde çeşitli morluklar anne babaların sık karşılaştığı durumlardandır. Bu küçük kazalar ne ilk ne de son olacaktır. Önemli olan bu gibi durumlarda ne yapılması gerektiğinin bilinmesidir. Doktora hastaneye gidilmesi gerekse bile gidene dek yapılması uygun olan uygulamaları bilmek çok yararlı olacaktır. Burada sözü edilecek olan yaralanmalar sıklıkla karşılaşılan basit yaralanmalardır. Kısaca şiddetli kanamalara neden olmayan yaşamsal önemli olan organların zedelenmediği ve fazla yaygın olmayan yaralanmaları inceleyeceğiz.
Öncelikle çocukluk döneminin neredeyse olmazsa olmazlarından haline gelen yara ve berelerle karşınızda duran çocuğunuzu görünce paniklememeye çalışmalısınız. Çünkü ilk müdahaleyi yapmanız soğukkanlı davranmanıza bağlıdır. Üstelik sizin fazla endişeli olmanız çocuğunuzun da korkularının artmasına neden olur. Bu öneri diğer tüm önerilerden daha öncelikli ve önemlidir. Paniklemiş bir kişi en iyi bildiği bir şeyi bile yanlış yapabilir. Telaşla başka hatalara ve sorunlara neden olabilir. Sakin ve soğukkanlı olmak çok gereklidir.
Küçük kesikler ve sıyrıklar
Kesici bir alet oyuncağın kenarı hatta kâğıt parçası bile kesiklere yol açabilir. En sık olarak el parmakları düşme sonucu da kafa ve bedenlerinin çeşitli yerlerinde küçük kesikler meydana gelir. Sıyrıklar ise özellikle üzerlerinde kalın giysilerin olmadığı yaz aylarında sokakta parkta oynarken koşarken düşmeleri nedeniyle sıklıkla dizler dirsek ve el ayalarında meydana gelir. Bunlar normalde hayati tehlike oluşturmazlar.
Yara temizliği nasıl yapılır?
Çaydanlığın altındaki kaynamış soğumuş su bu iş için en uygun malzemedir. Bu olmadığında temiz su kullanılabilir. Yara doğrudan akan suyun altına tutulabileceği gibi üzerine bir kaptan su akıtılarak da temizlenebilir. Yaranın içindeki toz toprak veya diğer yabancı maddeler bu yolla temizlenir. Bol su ile yıkama yaranın içersinde bulunan her türlü yabancı uzaklaştırılmalıdır. Bu yolla temizlenen temizlenmiş bir yaranın boyutları ve derinliği de daha rahat görülebilir
Yaranın etrafındaki cilt sabunlu ve yumuşak bir bezle temizlenmelidir. Sabun yarada tahrişe yol açabileceği için yaranın kendisiyle doğrudan temas ettirilmemelidir. Oksijenli su (Hidrojen peroksit) veya antiseptik solüsyonlar gibi daha kuvvetli temizleme malzemeleri yarada tahrişe yol açabilir; üstelik çoğu zaman fazladan bir koruma da sağlamaz.
Kanama varsa…
Kan çok boyayıcı ve etraftakilerin paniklemesine yol açan bir maddedir. Etrafa sürülmüş akan kan durumun dramatik görünmesine yol açar. Aslında kanama yaranın temizlenmesini sağlar. İçerden gelen kan dipten bir temizleme işlevi görür. Küçük kesiklerin çoğunda kanama kısa sürede kendiliğinden durur. Yüz baş ve ağız bölgesinde kan damarları sayıca çok olduğu için bu bölgeler daha fazla kanayabilir. Kanamayı durdurmak için elinize aldığınız tercihen steril yoksa temiz bir bezle avuç içinizi veya parmakların ucunu kullanarak doğrudan kesinin üzerine nazik ama devamlı bir basınç uygulamalısınız. Elinizi yarayı kontrol etmek gibi nedenlerle yerinden ayırmamalı ve 5 dakika süreyle baskı uygulamaya devam etmelisiniz. Elinizde tuttuğunuz bezin kanla dolması durumunda onu yerinden oynatmayarak üzerine yeni bir bez daha koyup daha basınçlı bir şekilde tutmaya devam edin. Yaranın üzerine uygulanan basınç yeterli olduğunda kanama duracaktır. Fakat kontrol amaçlı bezi kaldırıp bakma kanamanın devam etmesine o ana kadar yapılan basmanın boşa gitmesine neden olur. Oluşabilecek kan pıhtılarını bu aşamada temizlemeye çalışmayın. Çünkü kan pıhtısı yaranın kanamasının durmasına yarayacaktır.
Eğer yara kolda ve bacaktaysa kolu veya bacağı kalp seviyesinin üstünde kalacak şekilde havaya kaldırmak kanamayı yavaşlatacaktır. Daha ciddi kanamalarda turnike uygulanması yararlıdır. Fakat bu uygulama ancak belirli bölgelerdeki kanamalarda yapılabilir. Yeterli bilgisi olmayanların yapması yarar yerine zarar da getirebilir.
Bandaj kullanmak gerekir mi?
Açıkta bırakılan bir yara kuru kalır ve daha kolay iyileşir. Yara kolay kirlenebilecek; (eller) ya da kıyafete sürtünebilecek (diz) bir bölgede değilse açık bırakılabilir. El ya da diz gibi bölgelerdeki yaralar ise hazır bir yara bandıyla yada steril gazlı bez ile kapatılabilir. Yarayı temiz ve kuru tutmak için bandajın her gün değiştirilmesi gerekir.
Vücudun geniş bir alanını tutan yüzülme tarzında yaraların daha az iz bırakması ve çabuk iyileşmesi için nemli ve temiz tutulması gerekir. Bu amaçla “okluziv” adı verilen bandajların kullanılması gerekecektir. Doktorunuz bu konuda size yardımcı olacaktır.
Antiseptik Solüsyon Sürülmeli mi?
Günümüzde sıklıkla Polyvinylpyrolidone İyot (Batticon Poviod vd) kullanılmaktadır. Yaranın mikrop kapmaması için bu ilaç gazlı beze dökülerek önce yaranın merkezinden başlayarak dışarıya doğru halkalar çizerek temizlenir. Yakıcı olmamakla birlikte açık yaralarda dikkatli olmak gerekir. Göz ağız çevresi gibi bölgelerde hassas davranmalıdır. Buralara antiseptik solüsyon uygulamaktan kaçınmalıdır.
Antibiyotikli pomatlar kullanılmalı mı?
Antibiyotik içeren pomatlar yaranın hem mikrop kapmasını engeller hem de yarayı temiz ve nemli tutmaya yarar. Esas itibarıyla bandajın da yaptığı aynı şeydir. Çoğu küçük yaralarda pomada gereksinim yoktur. İlaçlı kremler tedavinin içersinde yer alır. Gerekliliği durumlara göre değişir. Bu konuda doktorunuz yol göstermelidir.
Yara kabuklarına ne yapmak gerekir?
Kabuklanma vücudun yarayı kendi kendine bandajlama yoludur. Yaranın kirlenmesini önler. Kabuklar koparılmamalıdır. Uygun zaman geldiğinde kabuk kendiliğinden düşecektir. Kabuklanmış bir yaranın kapatılması gerekmez.
Doktor ne zaman aranmalı?
Küçük kesikleri yara bandıyla kapatmak mümkündür. Yara derinse kenarları parçalı ise veya yara kenarları bir araya getiremiyorsanız doktorunuzu aramalısınız. Doktorunuz yarayı dikiş atarak veya özel üretilmiş bazı bandajları kullanarak kapatmak isteyebilir. Bu sayede yaranın daha az iz bırakarak iyileşmesi de mümkün olacaktır.
Tetanoz aşısı gerekir mi?
Tetanoz bazı yaralanmalardan sonra oluşabilen çok ciddi ve ölümcül olabilen bir enfeksiyondur. En sık çene kilitlenmesi ile ortaya çıkar. Tetanoz aşısı yurdumuzda halen çocukların rutin aşılama programları içinde; 2 4 6 ve 18. aylarda ardından 4-6. yaş arasında karma aşı olarak yapılmaktadır. Eğer 3 dozluk tetanoz aşısı henüz tamamlanmamışsa veya son on yılda tek dozluk tekrar (rapel) aşısı yapılmamışsa ve küçük ve temiz bir yaralanma söz konusuysa tetanoz aşısı yapılmalıdır. Daha ciddi yaralanmalarda (derin kirli yaralar yanıklar) ise son aşının geçen 5 yılda yapılmamış olması durumunda tetanoz aşısı yapılır. Tetanoz enfeksiyonundan kaçınabilmek için aşı kayıtlarıyla ilgili olarak doktorunuza danışabilirsiniz.
ŞU DURUMLARDA DOKTORUNUZU ARAYINIZ!!!
Yara kenarları düzensizse zigzaglıysa
Yara yüzde veya boyundaysa
Kesik 15 santimden uzunsa
Kesinin iki kenarındaki açıklık derinse
Kesinin içinde temizleyerek çıkaramadığınız kir veya madde varsa
Kesik dokunmayla hassaslaşır veya kızarırsa
Kesik yerinden dışarıya koyu kıvamlı grimsi akıntı oluyorsa
Ateş 375 C’nin üzerinde seyrediyorsa
Yaranın etrafındaki alanda hissizlik varsa
Hareketler ağrılıysa
Yaranın yakınında kırmızı çizgiler oluştuysa
Delinme tarzında oluşan veya derin bir yaraysa ve son 5 yılda tetanoz aşısı yapılmamışsa
Kesik fışkırır tarzda kanıyorsa kan bandajın dışına taşıyorsa veya 5 dakikalık basınçtan sonra kanama kesilmemişse