KÜLKEDİSİ
KÜLKEDİSİ
Charles Perrault
Bir zamanlar güzeller güzeli bir kız varmış. Annesi ölünce babası yeniden evlenmiş. Üvey annesi de ilk evliliğinden olan iki kızıyla birlikte gelip eve yerleşmiş.
Bu iki kız, yeni kız kardeşlerinden hiç hoşlanmamış.
Odasında ne var ne yoksa tavan arasına fırlatıp atmışlar. Ona bir kardeş gibi davranmak şöyle dursun, bütün ev işlerini üzerine yıkmışlar.
Ev işleri bittikten sonra bile kızın onlarla oturmasına izin verilmiyormuş. Akşamları, mutfakta, sönmekte olan ocağın önünde duruyormuş tek başına, ellerini küllere doğru tutup ısınmaya çalışarak. Bu yüzden üvey kız kardeşleri ona âKülkedisiâ adını takmışla.
Bir gün iki kız kardeşe sarayda verilecek bir balo için davetiye gelmiş. İkisi de heyecandan deliye dönmüşler. Herkes Prensâin evlenmek istediğini biliyormuş. âBakarsın ikimizden birini seçer, belli mi olur?â diye düşünmüşler.
İki kız kardeş de kendilerini mümkün olduğunca güzelleştirmek için hemen kolları sıvamışlar. Fakat maalesef bu biraz zormuş, çünkü Külkedisiânin aksine bayağı çirkinmiş her ikisi de!
Balo akşamı, üvey kardeşleri gittikten sonra Külkedisi mutfakta oturmuş ve için için ağlamaya başlamış. âNeyin var, neden ağlıyorsun Külkedisi?â diye sormuş bir kadın sesi.
âBen de baloya gitmek istiyordum,â demiş hıçkırarak Külkedisi.
âGideceksin öyleyse,â demiş ses. Külkedisi duyduğu sese doğru dönüp bakmış, şaşkınlıktan donakalmış.
Güzel bir kadın duruyormuş yanı başında.
âBen senin peri annenim,â demiş kadın. âŞimdi kaybedecek zamanımız yok! Bana bir balkabağı getir hemen!â
Külkedisi bir balkabağı getirmiş. Peri annesi sihirli değneğiyle dokununca, balkabağı birdenbire altından bir fayton oluvermiş.
âŞimdi de altı fare...â Külkedisi altı fare bulup getirmiş, peri annesi onları hemen ata dönüştürmüş.
âBir sıçan...â Onu da arabacı yapmış.
âVe altı kertenkele...â Onları da faytonun arkasında koşacak altı uşağa çevirivermiş.
Nihayet Külkedisiâne gelmiş sıra. Peri değneğiyle bir dokununca Külkedisiânin yırtık, pırtık giysileri nefesleri kesecek harika bir elbiseye dönmüşmüş. Ayaklarında bir çift camdan ayakkabı pırıl pırıl parlıyormuş.
âBir şey var yalnız,â demiş Peri. âGece yarısına kadar eve dönmelisin. Saat on ikide elbisen tekrar eski giysilerine, faytonun balkabağına, atların fareye dönüşecek. Prensâin bunu görmesini istemezsin herhalde? Şimdi git, dilediğince eğlen.â
O gece Külkedisi balonun yıldızı olmuş. Baloya katılan hanımlar (özellikle de iki üvey kız kardeşi) onun elbisesini çok beğenmişler ve terzisinin adını öğrenmek için ona yalvarmışlar. Beyefendilerin hepsi onunla dans etmek için birbirleriyle yarışmışlar.
Prens ise götür görmez ona âşık olmuş! Ve o andan sonra hiç kimseye bu kızla dans etmek için izin verilmemiş.
Saatler saatleri, dakikalar dakikaları kovalamış ve Külkedisi saat tam on ikiyi vuracağı sırada evde olması gerektiğini hatırlamış.
âGitme!â diye seslenmiş Prens arkasından, ama Külkedisi bir an bile durmadan koşup oradan uzaklaşmış. Sokağa çaktığında elbisesi tekrar eski elbiselerine dönüşmüş. Geriye kala kala camdan ayakkabıların bir teki kalmış. Diğer tekini nerede kaybettiğini bilmiyormuş.
O gece Külkedisi uyuyana kadar ağlamış. Hayatının bir daha asla o geceki kadar harika olamayacağını düşünüyormuş.
Ama bu doğru değilmiş. Ayakkabının diğer tekini sarayın merdivenlerinde bulmuşlar. Ertesi sabah Prens ev ev dolaşıp ayakkabıyı tek tek bütün genç kızlara denetmiş. âBu ayakkabının dün gece karşılaştığım güzel sahibini bulamazsam yaşayamam,â demiş.
Derken Külkedisiânin evine gelmiş. Üvey kardeşleri ayakkabıyı denemişler. Olmamış. Ayaklarına girmemiş bile.
Prens çok üzgünmüş, çünkü uğramadığı sadece birkaç ev kalmış. Tam oradan ayrılacakken evin hizmetçisi dikkatini çekmiş.
âHanımefendi,â demiş Prens Külkedisiâne, âbir de siz deneseniz?â
âO mu deneyecek? Ne münasebet!â diye haykırmış üvey kardeşler.
Fakat Prens ısrar etmiş. Külkedisiânin ne kadar güzel bir kız olduğu gözünden kaçmamış. Tabii ayakkabı Külkedisiânin ayağına kalıp gibi oturmuş. Prens diz çöküp Külkedisiâne evlenme teklif ederken iki üvey kardeşe de öfke ve kıskançlıkla olanları seyretmek kalmış. Külkedisi Prensâin teklifini tabii ki kabul etmiş.
Charles Perrault
Bir zamanlar güzeller güzeli bir kız varmış. Annesi ölünce babası yeniden evlenmiş. Üvey annesi de ilk evliliğinden olan iki kızıyla birlikte gelip eve yerleşmiş.
Bu iki kız, yeni kız kardeşlerinden hiç hoşlanmamış.
Odasında ne var ne yoksa tavan arasına fırlatıp atmışlar. Ona bir kardeş gibi davranmak şöyle dursun, bütün ev işlerini üzerine yıkmışlar.
Ev işleri bittikten sonra bile kızın onlarla oturmasına izin verilmiyormuş. Akşamları, mutfakta, sönmekte olan ocağın önünde duruyormuş tek başına, ellerini küllere doğru tutup ısınmaya çalışarak. Bu yüzden üvey kız kardeşleri ona âKülkedisiâ adını takmışla.
Bir gün iki kız kardeşe sarayda verilecek bir balo için davetiye gelmiş. İkisi de heyecandan deliye dönmüşler. Herkes Prensâin evlenmek istediğini biliyormuş. âBakarsın ikimizden birini seçer, belli mi olur?â diye düşünmüşler.
İki kız kardeş de kendilerini mümkün olduğunca güzelleştirmek için hemen kolları sıvamışlar. Fakat maalesef bu biraz zormuş, çünkü Külkedisiânin aksine bayağı çirkinmiş her ikisi de!
Balo akşamı, üvey kardeşleri gittikten sonra Külkedisi mutfakta oturmuş ve için için ağlamaya başlamış. âNeyin var, neden ağlıyorsun Külkedisi?â diye sormuş bir kadın sesi.
âBen de baloya gitmek istiyordum,â demiş hıçkırarak Külkedisi.
âGideceksin öyleyse,â demiş ses. Külkedisi duyduğu sese doğru dönüp bakmış, şaşkınlıktan donakalmış.
Güzel bir kadın duruyormuş yanı başında.
âBen senin peri annenim,â demiş kadın. âŞimdi kaybedecek zamanımız yok! Bana bir balkabağı getir hemen!â
Külkedisi bir balkabağı getirmiş. Peri annesi sihirli değneğiyle dokununca, balkabağı birdenbire altından bir fayton oluvermiş.
âŞimdi de altı fare...â Külkedisi altı fare bulup getirmiş, peri annesi onları hemen ata dönüştürmüş.
âBir sıçan...â Onu da arabacı yapmış.
âVe altı kertenkele...â Onları da faytonun arkasında koşacak altı uşağa çevirivermiş.
Nihayet Külkedisiâne gelmiş sıra. Peri değneğiyle bir dokununca Külkedisiânin yırtık, pırtık giysileri nefesleri kesecek harika bir elbiseye dönmüşmüş. Ayaklarında bir çift camdan ayakkabı pırıl pırıl parlıyormuş.
âBir şey var yalnız,â demiş Peri. âGece yarısına kadar eve dönmelisin. Saat on ikide elbisen tekrar eski giysilerine, faytonun balkabağına, atların fareye dönüşecek. Prensâin bunu görmesini istemezsin herhalde? Şimdi git, dilediğince eğlen.â
O gece Külkedisi balonun yıldızı olmuş. Baloya katılan hanımlar (özellikle de iki üvey kız kardeşi) onun elbisesini çok beğenmişler ve terzisinin adını öğrenmek için ona yalvarmışlar. Beyefendilerin hepsi onunla dans etmek için birbirleriyle yarışmışlar.
Prens ise götür görmez ona âşık olmuş! Ve o andan sonra hiç kimseye bu kızla dans etmek için izin verilmemiş.
Saatler saatleri, dakikalar dakikaları kovalamış ve Külkedisi saat tam on ikiyi vuracağı sırada evde olması gerektiğini hatırlamış.
âGitme!â diye seslenmiş Prens arkasından, ama Külkedisi bir an bile durmadan koşup oradan uzaklaşmış. Sokağa çaktığında elbisesi tekrar eski elbiselerine dönüşmüş. Geriye kala kala camdan ayakkabıların bir teki kalmış. Diğer tekini nerede kaybettiğini bilmiyormuş.
O gece Külkedisi uyuyana kadar ağlamış. Hayatının bir daha asla o geceki kadar harika olamayacağını düşünüyormuş.
Ama bu doğru değilmiş. Ayakkabının diğer tekini sarayın merdivenlerinde bulmuşlar. Ertesi sabah Prens ev ev dolaşıp ayakkabıyı tek tek bütün genç kızlara denetmiş. âBu ayakkabının dün gece karşılaştığım güzel sahibini bulamazsam yaşayamam,â demiş.
Derken Külkedisiânin evine gelmiş. Üvey kardeşleri ayakkabıyı denemişler. Olmamış. Ayaklarına girmemiş bile.
Prens çok üzgünmüş, çünkü uğramadığı sadece birkaç ev kalmış. Tam oradan ayrılacakken evin hizmetçisi dikkatini çekmiş.
âHanımefendi,â demiş Prens Külkedisiâne, âbir de siz deneseniz?â
âO mu deneyecek? Ne münasebet!â diye haykırmış üvey kardeşler.
Fakat Prens ısrar etmiş. Külkedisiânin ne kadar güzel bir kız olduğu gözünden kaçmamış. Tabii ayakkabı Külkedisiânin ayağına kalıp gibi oturmuş. Prens diz çöküp Külkedisiâne evlenme teklif ederken iki üvey kardeşe de öfke ve kıskançlıkla olanları seyretmek kalmış. Külkedisi Prensâin teklifini tabii ki kabul etmiş.
Konular
- Gebe kalmadan önce hangi testler yapılmalı
- KÜÇÜK DENİZ KIZI
- Kıymetli Tuz
- ALTIN SAÇLI KIZ
- KURBAĞA PRENS
- .Uyuyan Güzel
- Hansel ile Gratel
- Kral Sincap ile Aslan
- Zıp Zıp Tavşan
- KATI YÜREKLİ ZENGİN
- KÜLKEDİSİ
- Parmak Çocuk
- Çirkin Ördek
- Sihirli Fasulye
- Güzel ve Çirkin
- Yoksul Oduncu
- Ceylan, Kaplumbağa, Fare ve Kargaâ¦
- KAR TANESİ
- Başını Vermeyen Şehit
- Diyet
- GEBELİK NASIL OLUŞUR
- GEBE KALMAK İÇİN İDEAL YAŞ KAÇTIR ?
- ANNELİĞİN BİR KADINA KATTIKLARI
- İLERİ ANNE YAŞI
- Dogum sonrasındaki Egzersizler
- GEBELİĞE HAZIRLIK
- Bebek hastalıkları,Belirtileri ve öneriler
- Çocukta Duyma Sorunu
- Yaz Hamilelerine Özel Rahatlatıcı Öneriler
- Yeni dogan bebeklerde ve cocuklarda Ates