Uyusun Da Büyüsün Bebeğim

Hekimin rolü normal uyku fizyolojisini bilmek, aileleri uyku hijyeni açısından eğitmek, davranış temelli uyku problemlerinin gelişmesini önlemektir. Uyku bozukluklarında önde gelen nedenleri fiziksel ya da duygusal kaynaklı olmaktadır. Ailelerin tutum ve davranışlarındaki yetersizlik ya da olayın üzerine aşırı gitme gibi davranışlar sonucunda uyku sorunu ciddi boyutlara varmaktadır. Ailenin rahatlatılması ve bunun yanı sıra çocuğun temel uyku alışkanlıklarının yeniden kazandırılması yönünde anne ve babanın yönlendirilmesi önemlidir.

Normal uyku düzeni ve fizyolojisi

Bir yenidoğan tipik olarak 30 dakika ile 4 saat arasında uyur. Bebeğin yaşı arttıkça uyku yoğunlaşmaya başlar. Yenidoğan bebekler günde 17-18 saat, bir aylık olduklarında günde 16-17 saat, 3-4 aylık olduklarında günde 15 saat kadar uyurlar. Dört aylık bir bebekte uykunun üçte ikisi gece gerçekleşir. Altıncı ayda uyku evresi 7 saat kadar sürebilir. Birçok bebek uyku aralarında tekrar uyanır ve tekrar uykuya dalabilir. Anne babaların çoğu bebeklerinin 10-12 saat kadar uyuduğunu söylese de bu aralarda uyanma hesaba katılmadığı içindir. Kimse uyandırmasa da belli aralıklarla uyanabilir. İki yaşına gelindiğinde günlük uyku saati 12 saate kadar iner ve gündüzleri kısa süreli uyuklamaları olabilir. Bebeğin yaşı arttıkça gündüz uykularının süresi kısalır. Genellikle 3 yaşından sonra gündüz uyumayı bırakırlar. İlk 6 ayda bebekler gece 1-3 kez emmek için uyanabilir, ancak hemen tekrar uykuya dalarlar. Bir yaşındaki bebeklerin yaklaşık % 85’i gece boyunca sakin ve düzenli uyur. Ancak % 10’unda hemen her gece uyanma sorunu olduğu bildirilmektedir.

Uyku, non-REM ( Rapid eye movement ) ve REM denen iki farklı dönemden oluşur. Non-Rem dönemi uykunun en derin dönemleridir, gecenin 1. ve 3. saatleri arasında yer alır ve çocuklarda bu dönem erişkinlerden daha uzundur. Bu dönemde uykudan uyandırmak oldukça zordur, uyurgezerlik ve uyku korkuları bu dönemde olmaktadır. REM uykusu ise ağır uyku ile hafif uykunun birleşmesi gibidir. Rüyaların çoğu REM döneminde görülür, erişkinlerdekine göre süresi daha kısadır. En uzun REM dönemleri sabaha karşı olur, kabuslar özellikle gecenin ikinci yarısında görülür.

Uykunun bir diğer parçası ise uyanık olunan dönemlerdir. Bu kısa uyanıklık dönemleri gecede beş veya yedi kez olur ve çocuklar hızlı bir şekilde uykuya tekrar dalarlar.

Uyku bozukluklarının en sık nedenleri

Prematürite, zor mizaçlı olanlar (uyumsuzlar) ve gece beslenmeleri gibi faktörler bebeklerde ve çocuklarda uyku sorunlarına yol açabilen birçok nedenden sadece bazılarıdır. Bunun yanında gastroözofageal reflü, kulak enfeksiyonu, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu ve diş çıkarma gibi nedenler mutlaka çocuk hekimi tarafından değerlendirilmelidir. Tıbbi nedenler ortadan kaldırıldıktan sonra asıl nedenler araştırılmalıdır. Küçük çocukların çoğu için gece uyanmalarının asıl sebebi uyku ile ilişkilidir. Bir bebek uyumadan önce sallanmışsa veya bakım yapılıp emzirilmişse gece uyandığında da aynı davranışın tekrarlanmasını bekler ve yapılmadığında huzursuz olur. Özellikle anne ve babasını gün içinde yeterli süre göremeyen veya herhangi bir nedenden dolayı bir süre anne babadan ayrı kalan bebekler ve küçük çocuklar ayrılık anksiyetesi nedeniyle uyku sorunları yaşayabilir. Aile içi stres, annede depresyon ve buna benzer ruhsal sorunlar sık uyanma gibi sorunların nedeni olabilir.

Uykuda korku

Kabus, genellikle gece uykusunun sonuna doğru, korkulu rüyalarla uyanma nöbetidir. Çocuklarda hayli sık olup en çok 5 ile 6 yaş arasında görülür. Gece tekrarlayabilir, gündüz uykusunda da görülür. Çocuk uykudan uyandığında kabusu ayrıntıları ile anlatabilir ya da sabah uyandığında kabus gördüğünü hatırlayabilir. Daha çok gündüz heyecan verici veya korkutucu olay yaşayanlarda görülürse de ateşli hastalık sırasında, anksiyete durumunda, travma sonrası stres bozukluğunda görülebilir.

Uykuda korku (gece terörü), genellikle uykuya daldıktan 2-3 saat sonra oluşan şiddetli panik nöbetidir. Çocuk çığlık atarak oturur veya kalkar, korku içindedir, üstündekileri atmak veya yastıkları fırlatmak gibi maksatsız hareketler yapar. Bağırır, anlamsız konuşur, söylenenleri anlamaz, sorulara cevap veremez, anneyi babayı tanımaz. Kısa süre sonra sakinleşir ve yeniden uykuya dalar. Uyanınca bu nöbeti hiç hatırlamaz. Dramatik olan bu tabloya karşın psikiyatrik bir bozuklukla ilişkisi saptanmamıştır. Uyurgezerlikle ile yakın ilişkisi olduğu bilinmektedir. Her ikisi de uykunun non-REM evresinin başlarında oluşan uyarılma bozuklukları olduğu kabul edilmektedir.

Uyku apnesi

Obstrüktif uyku apnesi, uyku süresince üst solunum yollarının tekrarlayıcı tıkanmasına bağlı olarak gelişen bir solunumsal uyku hastalığıdır. Uykunun bölünmesi, gündüz uykusuzluk çekme ve hiperaktiviteye neden olur. Her yaşta görülebilir, ancak 2 ve 6 yaşlar arasında zirve yapar ve bu dönemlerde geniz eti ve bademcik büyümelerinin sık görüldüğü döneme eşlik eder.

Uyku sorunlarının tedavisi

Çocuklarda uyku bozukluklarının değerlendirilmesinde ilk adım iyi bir uyku öyküsünün alınmasıdır. Uyku ve uyanıklık dönemleri gözden geçirilmelidir. Kullanılan ilaçlar, beslenme düzeni ve öğün miktarı, kafeinli içecekler ( akşamları ailenin çay içme alışkanlığı gibi), yatma zamanı, uykuya geçiş ritüelleri sorgulanmalıdır. Gece boyunca uykuya dalmak için geçen süre, gece boyunca davranışlar ve gece boyunca uyanma dönemleri irdelenmelidir. Sabah uyanma zamanı, uykusuzluk ve ilk davranışlar gözden geçirilmelidir. Gece korkuları, uyurgezerlik, sık uyanma durumları solunum sorunları ( horlama, uyku apnesi) nöbet ve altına kaçırma gibi normal olmayan durumlarda gözden geçirilmelidir. Özellikle gün içinde anksiyete ve depresyon belirtilerinin varlığı, okul başarısı, sosyal uyumu, ailenin durumunun sorgulanması çok önemlidir.

Değerlendirmede ikinci basamak ise uyku günlüklerinin tutulmasıdır. Uyku günlüğü iki haftalık süre boyunca uykuya geçiş saati, uyku süresi, uyanmaların sayısı ve süresi, sabah uyanma zamanı, toplam uyku süresi, kestirmelerin sayısı ve süresini içermelidir. Uyku günlüğü, ailenin çocuğun uyku durumuna gösterdiği tepkileri de içermelidir. Böylece yanlış tutumlara dikkat çekilir ve değiştirilmesi önerilir.

Uyku sorunlarına çözüm için yaklaşım

Bazı çocuklar dıştan gelen uyarılara duyarlıdır, kolayca uykusu bozulur. Ancak çoğunluğunun sorunu yatma alışkanlığının kazandırılmamış olması ve geç saatlere kadar büyüklerle kalmasına izin verilmesidir. Ayrıca çocuk, anne ve baba yanında uyumak istediği için yatağına yatırıldığı zaman çeşitli bahanelerle aileyi kullanır, ağlar ve gece kalkıp yanlarına gider. Bebekken de benzer şekilde anne baba yanında yatma olabilir. Bu sorunu çözmede ilk basamak, saatleri düzenlenmiş bir uyku çizelgesi ve uyku zamanının alışkanlık haline getirilmesidir. Bir sonraki basamak ise gece uyanmaları ve huzursuzlukları için bebeği yatağa uyanık olarak geri koymak veya her uyandığında kucağa almadan uykuya geçişini kolaylaştırmak ve bağımsız uyku ile pozitif ilişkili şeyler geliştirmesini sağlamaktır. Uyku sırasındaki huzursuzluklar ve uykuya geçememe yatak alışkanlıklarına iyi cevap verebilir. Alıştığı oyuncağı ile uyuması, sevdiği pijamasının giydirilmesi, sakin bir sesle masal okunması, yapmak istediği bir şeyin sonunda uykuya ikna edilmesi, odanın loş ışıklı olması, bebeklerin gece uyku öncesi banyo yaptırılması ve ihtiyaçlarının uyku öncesi karşılanması uykuya geçişi kolaylaştırır. Bütün bu önlemlere karşın devam eden uyku sorunu, derinde var olan başka sorunların var olduğunu düşündürür.

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ebru Gözer